İstanbul’un Kağıthane ilçesinde 24 Mart 2005 yılında jinekolog Mustafa Arslan’ın yanında sekreter olarak çalışan 42 yaşındaki iki çocuk annesi Mualla Irmak, çalıştığı muayenehanede ağzı ve ayakları koli bandıyla bağlanmış ve 23 yerinden bıçaklanarak öldürülmüştü. Mualla Irmak’ın cinsel saldırıya uğradığı da tespit edilmişti. Olaydan 11 yıl sonra Serkan Güvenç, DNA testi ile yakalanarak yargılandı. Güvenç “Kasten insan öldürmek”, “Cinsel saldırı” ve “Hürriyeti tahdit” suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ve 10 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Ancak dosya Yargıtay aşamasındayken, Serkan Güvenç cezaevinde geçirdiği kalp krizi sonrası hayatını kaybedince dava düşürüldü. Doktor Mustafa Arslan hakkında ise takipsizlik kararı verildi.
Mualla Irmak’ın yakınları, takipsizlik kararının kaldırılması için kanun yararına bozma talebinde bulundu. Mualla Irmak’ın ağzının kapatılmasında kullanılan koli bandı iç yüzeyinden elde edilen bir adet parmak izinin sahibi ise 15 yıl sonra yakalandı. Sağ el başparmak izinden tespit edilen Iraklı Mohammed Kamal Majid Berkhtar, 1 Aralık 2020’de tutuklandı. İstanbul 31. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 30 Haziran 2021’de sanık Berkhtar “Kasten öldürme” suçundan eski TCK uyarınca ağırlaştırılmış müebbet hapis ve “Zorla ırza geçme” suçunu birden fazla kişiyle işlediği gerekçesiyle 10 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Mualla Irmak’ın ailesi ve sanık avukatı, yerel mahkemenin kararına karşı istinaf başvurusunda bulundu. Bunun üzerine dosya, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi’nde 21 Şubat’ta duruşmalı olarak ele alındı. Duruşmaya sanık Mohammed Kamal Majid Berkhtar tutuklu bulunduğu Maltepe 3 Nolu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’ndan Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Sanık Berkhtar savunmasında, “Olayda benim hiçbir suçum yoktur. Sadece olayın şahidiyim ve olayın da nasıl gerçekleştiğini samimi olarak anlattım. Suçsuzum. İlk derece mahkemesinde verilen karar hakkaniyetten uzaktır. Beraatime karar verilmesini talep ederim.” dedi.
Mualla Irmak’ın eşi Mustafa Irmak ise “Bu olay sebebiyle ailem hala toparlanamadı. Kızımın sorunlarıyla ilgileniyorum. Sanıklar sadece eşimi katletmekle kalmadılar. Bir sürü insanın hayatını da katlettiler. Bu yüzden en ağır şekilde cezalandırılmasını isterim.” diye konuştu. Aile Bakanlığı avukatı Hatice Boz, Mualla Irmak’ın canavarca hisle ve tasarlanarak öldürüldüğünü, otopsi raporuna göre üçü öldürücü olmak üzere toplam 24 bıçak darbesiyle öldürüldüğünü vurgulayarak sanığın cezalandırılmasını talep etti. Duruşma savcısı, suçun işlendiği tarih dikkate alınarak 5237 sayılı yasa gereğince “Nitelikli kasten öldürme” ve “Cinsel saldırı” suçundan ceza verilmesi ve istinaf talebi kabul edilerek cezanın ortadan kaldırılmasını talep etti. Mütalaaya karşı yeniden söz verilen sanık, “Olayla ilgim yoktur. Serkan’ın tehdidiyle maktulenin bacağına bıçakla vurdum. Sonra kaçtım. Şoktaydım. Bu suçların faili ben değilim. Nasıl bir insan olduğum araştırılabilir. Bu suçları işleyecek biri değilim” diyerek beraatini istedi.
Mahkeme heyeti, sanık Berkhtar hakkında “Nitelikli kasten öldürme” suçundan 5237 sayılı TCK’nin lehine olduğu halde hatalı değerlendirmeyle aleyhine olan eski yasayla ceza verilmesi nedeniyle hükmün kaldırılmasına ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmasına karar verdi. Heyet, “Zorla ırza geçme” suçundan da aleyhine olacak şekilde eski yasayla ceza verildiği, eylemin teşebbüs aşamasında kaldığı halde tamamlanmış eylemden ceza verildiği ve alt sınırdan ceza verilmesi nedeniyle bu suçtan verilen cezanın da ortadan kaldırılmasına karar verdi. Heyet, sanığa “Zorla ırza geçmeye teşebbüs” suçundan 13 yıl 6 ay hapis cezası vererek tutukluluk halinin devamına hükmetti. Temyiz halinde dosya bu kez Yargıtay tarafından ele alınacak.



