Boeing 737’nin Kanatçıklarının Yıllar İçindeki Değişiminin Uçağın Performansına Olan Katkısını Ağzınız Açık Okuyacaksınız
Kalkış anında oluşan çekme direncinin azaltılmasında büyük rol oynayan kanatçıklar, Boeing 737 ile ön plana çıktı ve sürekli olarak gelişim göstererek, uçakların performansını arttırdı.
Peki bu kanatçıklar yıllar içinde nasıl evrimleşti?
Neredeyse tüm modern ticari jet uçaklarda kanatçıklar vardır.
Bu kanatçıklar, sürüklenmeyi azaltarak uçağın performansını arttırmak için uçak kanatlarının uçlarına yerleştirilen aerodinamik cihazlardır. Aynı zamanda uçak havayı keserken kanat ucunun arkasında kıvrılan güçlü girdapların oluşumunu azaltmaya da yardımcı olur.
Aslında ilk Boeing 737’lerin belirgin kanatçıkları yoktu. 2001 yılına gelindiğinde 737-700 ve 737-800 modellerine kanatçıklar eklendi. Bunu Mayıs 2003’te 737-300, Mayıs 2007’de 737-500 ve Ekim 2007’de 737-900 takip etti.
Devamında Boeing modellerinin kanatçıkları daha da geliştirildi.
Boeing’in standart harmanlanmış kanatçıklarına yönelik bir geliştirme olan Split Scimitar Kanatçıklar, 2014 başlarında piyasaya sürüldü ve mevcut kanatçıklı uçaklara bir güçlendirme olarak sunuldu.
Böylece uçaklar, sürtünmeyi daha da azaltmak için alt kısmı aşağıya doğru açılı olan 2 ayrı parçaya sahip olmuş oldu. Bu gelişmeden sonra birçok hava yolu, uçaklarını bu teknolojiyle donatmaya başladı.
Öte yandan Boeing’in MAX modellerinde de kanatçıklar ilerleme kaydetti.
Gelişmiş bir teknolojiyle donatılan bu kanatçıklar, bir üretim uçağı için şimdiye kadar tasarlanmış en verimli kanatçıklar olarak adlandırıldı ve ayrıca yakıt tüketimini yaklaşık %2 oranında azalttı.
Yine bu kanatçıkların en alçaktan en yüksek uca kadar 2,9 m olarak tasarlandı ve uçakların tam performans gösterebilmesi için geliştirildi.
Uçaklarla ilgili ilginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz: